Dolar 32,2592
Euro 34,7803
Altın 2.407,26
BİST 10.327,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 12 °C
Az Bulutlu

Erenlerimiz -1

07.04.2022
175
A+
A-

Erenlerimiz -1-

En daraldığımız anlarda güç veren bir güzel özlü deyişle karşımıza çıkar gönül sultanları erenlerimiz. Bizler ölmüş değiliz, tam tersi kınımızdan kurtulduk, her an sizinleyiz, gelirseniz feyzlenir, nasiplenirsiniz derler. Yerimiz belli…

Tabiin en büyüğü, anne sözü dinlemenin peygamber hırkası giydirdiği peygamber dostu Karen’li Üveys, Veysel Karani, Tillo ovasından ilk çağıran olur, o zamanlar bilinemese de yolunun düşmesinin sebebi hikmeti. Yirmi beş yıl sonra öğrenip gözyaşlarına boğulunur, yüreğinde iki rekat namaz kılamamış olmanın yürek yakan mahçubiyeti…

Bir gün; “Sözü söyledim, her kim olsa cemale talip
Canı cana bağlayıp, damarı ekleyip,
Garip, yetim, fakirlerin gönlünû okşayıp
Gönlü kırık olmayan kişilerden kaçtım ben işte!”
diyen Pir-i Türkistan Koca Hoca Ahmed Yesevî olur kırık gönüle dokunan!

Bir gün, “Vuslat kapıdır, Allah’ın lütfu anahtardır, cömertlik merdivendir, ihlas kuvvettir. İhlas sahibi olduğun vakit merdivene çıkarsın, cömert olduğun vakit anahtara ulaşır, Allah’ın izniyle kapıyı açarsın. Tarikat; doğruluk, ihlas, iyi huy ve kerem üzerine kuruludur. Zenginlik ilimle ve süs hilim(yumuşak huy) iledir…”diyen Pir Seyyid Ahmet Er Rufai…

Bir bakarsın; “Kur’an âşıktan maşûka bir mektuptur. Yüce Allâh’ın rızâsını kazanmak ve Hazret-i Mustafâ’ya (sav) tabi olmak, Kur’ân’ın emridir. Kimsenin ayıbını arama! Kendi ayıbını görür ol! Aşıkların sözü, sohbeti hakîkî maşûktan (Hakk’tan) başkası değildir!” diye devam eder Pir Hacı Bektaşi Veli.

Bir gün; Tabduk’un kapısında yatan Bizim Yunus olur, der;

“Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen onu
Bana seni gerek seni “;

Bir bakarsın Konya’dan;
“Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim
Ben Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikâyetçiyim!” diye seslenir Mevlâna Celaleddin-i Rumi.

Saymakla bitmez ki Anadolu erenleri. Üstelik her dönem bir yerde ortaya çıkar peygamber varisleri, Allah’ın sevgili dostları, güzel velileri…

Ankara; Gönlünde Türk-İslam Ülküsü olan herkesin kapısının çıkacağı veli olduğu bilgisiyle ürperdiğim ve Türkiye Cumhuriyetimizin manevi mimarı da olduğu bilinen Hacı Bayram-ı Veli’yi, Şeyh İzzettin, Gül Baba, Abdulhakim Arvasi’yi, Dr. Münir Derman’ı, Hacı Ahmet Kayhan’ı, Sabri Tandoğan Babayı, Kar Yağdı Sultan’ı alır kanadının altına.

İstanbul; Eyyûp Sultan’ı, Yuşa peygamberi, onu bulan Yahya Efendi’yi, Aziz Mahmut Hüdayi ve Tokadî’yi. Ya Vedud Sultan gönül sızlatır eşsiz uhrevî kokusuyla. İlk mürşidim, Atatürkçü, Seyyid, Şerif Hacı Galip Hasan, İstanbul’un kuzeyinde tutar tepeleri.

Ve Bursa’dan Emir Sultan çağırır, Manisa’dan Yiğitbaşı Veli Ahmed Şemsettin-i Marmaravî, Saruhan Beyimiz, Şekerci Dedemiz ve Ayn-i Ali. Balkanlardan Sarı Saltuk Dedemiz, Seyyid Muhammed Nur’ul Arabî. Darende’den Somuncu Baba, Kastamonu’dan Şeyh Şaban-ı Veli. Trabzon’dan Haçkalı Baba, Kars’tan Ebul Hasan Harakanî!.. Nasıl unuturum Amasya’dan çağıran Seyyid Nigarî’yi, Sinop’taki başını vermeyen şehit Seyyid Bilal’in hazin hikayesini…

İslam’ın kalesi Erzurum’da çözülür düğüm. Bir tepede Pir Ali Baba, diğerinde Abdurrahman Gazi. Nene Hatun, hala beklemektedir cephesini, elinde mavzeri…

“Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esîr-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme
Tarîk-i aşkda bî-çâre-yi hicrânı incitme
Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme
Felekde hâsılı insân isen bir cânı incitme
Günahkâr olma “Fahr-i lem-i Zî-şân’ı incitme”
Der Alvarlı Efe’miz.

Seyyid Hacı Ahmet Baba’nın, gençlik yıllarında gördüğü bir rüyanın yorumu olarak, atalarının söylemiyle, kökleri sevgili Peygamber Efendi’mizi, dalları ve yaprakları evlatlarını temsil eden ve Türk- İslam Tasavvufunda da el şeklindeki yaprakları nedeniyle el verme olarak bilinen, rüyada gösterilen çınar ağacını Horasan’da bulup, dergahını kurarak yerleşmesiyle, Erzurum’un yüz yıllık manevi mimarı olan Çınar ailesinin bir koca çınarı; Yüce Rab’bimin lütfuyla, Erzurum’lu Nimet Anne’nin istiharesi aracılığıyla buldurulduğum ve en son himmetine nail olduğum veli; Allah’ı hatırlatan gözleri, bakışlarıyla irşad etkili gönül sultanım, Seyyid Hacı Mevlüd Baba’mızla birlikte hazırlar muhteşem finali!..

 

 

YAZARIN SON YAZILARI
12 Nisan 2022
2 Mart 2022
9 Mayıs 2022
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.