Dolar 32,5991
Euro 34,7956
Altın 2.409,60
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 28 °C
Az Bulutlu

ALEVİLİĞİ DE SÜNNİLİĞİDE OKUMAYAN BİLMEYEN İNSANLARIMIZ!

09.05.2022
292
A+
A-

ALEVİLİĞİ DE SÜNNİLİĞİDE OKUMAYAN BİLMEYEN İNSANLARIMIZ!

Sivas’ta, Madımak katliamı olduğunda, ben Türkiye Gazetesi’nde köşe yazıları yazıyordum. Orada, kendi sütunumda dedim ki: Bu Madımak faciasını vahşet, cehalet, gaflet, dehşet, ihanet… Kelimeleriyle anlatamayız. Bu kelimeler, bu rezaleti ifade edecek güçte değillerdir. Biz, birin bin misline bin diyoruz, binin bin misline: milyon, milyonun, bin misline milyar diyoruz. Şimdi biz: cehaletin, vahşetin, gafletin, ihanetin, rezaletin… bin mislini ifade eden yeni kelimeler bulmalı, bu Madımak ihanetini o kelimelerle ifade etmeliyiz! Ben, dün olduğu gibi bugünde böyle düşünüyor, böyle konuşuyor, böyle yazıyorum. Madımak ihanetinden 3 gün sonra, Erzincan’ın Başbağlar Köyü’nde, bir takım alçak adamlar , ‘’Sivas’ın intikamını alıyoruz!’’ vahşetiyle silahlanarak orada… 33 Sünni vatandaşımızı katlettiler. Köyü, hayvanlarıyla birlikte yaktılar. Caniler, kısa bir süre sonra yakalandılar. Suçlarını itiraf ettiler. Sonra, mahkemeye çıkarıldıklarında ;’’ Biz o ifadeleri zorla verdik!’’ dediler, tahliye oldular ve derhal Türkiye’yi terk ettiler. Kaçıp gittiler. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen bulunamadılar. Madem bu vahşetin içinde yoktular neden evlerini, barklarını, çoluk-çocuklarını bırakıp kaçtılar?

Şimdi benim üzerimde durmak istediğim konu şu: Bir takım kimseler, her sene Sivas vahşetini tel’in etmek için, yürüyüş yapıyor, hatta uzak şehirlerden kalkıp Sivas’a kadar geliyorlar. Atatürk heykelinin önünde, bağırıp çağırıyorlar. Fakat o kişiler, Başbağlar vahşeti karşısında tek kelime söylemiyorlar. Neden? Sivas’ta madımak otelinde katledilenler insandır da, Başbağlar’da vurulan hayvanlarıyla birlikte yakılanlar odun mudurlar? Bu sessizlik nedendir?

Türkiye’de Sünnileri Alevilere, Alevileri de Sünnilere karşı düşman haline getirmek isteyen, onları birbiriyle vuruşmaya –döğüşmeye götürmek isteyen hain kişiler, kuruluşlar, devletler var. Peki, biz nasıl çıkarız bu ihanet çemberinden?

Okuyarak, araştırarak, inceleyerek, bilerek çıkarız. Peki, kim yapacak bu çok önemli işi? Devlet yapacak! Alevi ve Sünni topluluklarının okuyan-yazan, bilen kimseleri yapacak. Devlet yapıyor mu bu çok mühim hizmeti? Kat’iyyen yapmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız yapıyor mu? Yapmıyor! Alevi dedeleri yapıyorlar mı? Yapmıyorlar! Peki, nasıl ortadan kalkacak bu rezil, bu korkunç , ‘’bu alçak ikilik? Bu saçma –sapan düşmanlık?

Hz. Ali efendimiz buyuruyor ki:’’ Gerçeği duyurarak değil, okuyarak, araştırarak, görerek öğrenin!’’ Okuyor muyuz, araştırıyor muyuz? Düşünüyor muyuz?

Ben 82 yaşındayım. Bu yaşıma kadar, sadece bir defa, İstanbul ‘da, aklı başında bir vaizimizin, Alevilik mes’elesini bir cami kürsüsünden açıkladığını gördüm. Çünkü ikinci bir vaizimizi dinlemedim. Neden? Çünkü vaizlerimiz, bu konuyu bilmiyorlar. Bilenler de korkularından konuşamıyorlar. Peki, nasıl halledeceğiz biz bu çok önemli mes’elemizi?

Madımak felaketinden sonra, Aleviler adına konuşan-yazan bir takım karanlık kafalar, Madımak Oteli’nin bir müze haline getirilmesi için yazdılar, konuştular. Aynı konuda, devrin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ‘a hitaben, ben de Türkiye Gazetesi’nde üç ayrı makale yazdım. Dedim ki: Madımak Oteli’ni müze haline getirmek, kel başa şimşir tarak almak gibidir. Siz Madımak Oteli’ni, altın bir çerçeve içine alarak müze haline getirebilirsiniz. Ama, ortalığa hâkim olan bu dehşetli cehaleti ortadan kaldıramazsınız. Dün Madımak Oteli’ni ve 34 vatandaşımızı yakan rezil adamlar, yarın çıkar müze haline getirdiğiniz o binayı da yakıp yıkarlar. Siz, Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin MAKALAT  isimli 64 sayfalık çok mühim eserini, en az beş milyon adet bastırarak okullarımızda okutabiliyor musunuz? İşte esas hizmet budur. Madımak otelini müze haline getirmek, çok, ama çok kolay, faydasız bir iştir!’’ bu düşüncemi bakanın yüzüne karşıda söyledim. He! Hü! diyerek geçiştirdi. Sonra milyonlarca istimlak bedeli ödeyerek madımak oteli müze haline getirildi. Ama kapısı önüne, 24 saat ayrılmakta üzere polis, nöbetçi olarak konuldu. Ben, Ankara’da, içişleri bakanlığımızın salonlarında, yeni kaymakamlarımıza, iki defa Alevilik konusunda konferans verdim. Bizzat Talat Paşa’dan örnek vererek onlara anlattım ki: Alevilik konusunu bilmezseniz, kat’iyyen başarılı idareci olamazsınız bir cümle söylerseniz bütün Alevileri veya bir cümle söylerseniz bütün Sünnileri kırarsınız. Tek doğru yol, bu konuyu çok iyi bilmektir. Diyerek onlara Aleviliği olduğu gibi anlattım. Kültür bakanlığına fikri durmuş sağlar gelince –ki çok cesur bir Marksist idi-beni derhal o vazifeden aldı. Beni konuşturmadı.

Şimdi, benim samimi kanaatim şudur: Türkiye’mizde, milyonlarca Alevi ve Sünni vatandaşımız arasında, Hacı Bektaş Veli hazretlerinin MAKALAT isimli eserini okuyanların sayısı, üç-beş bin sayısını kat’iyyen geçmez. Geçmediği için, madımak, Başbağlar facialarını yaşıyoruz. Kur’an boşu boşuna mı oku! Emriyle başlıyor?

Okumayan, kulaktan dolma dedikodularla konuşan –yazan kişiler, ne Aleviliği bilirler, ne de Sünniliği! En büyük düşmanımız cehalettir.

YAZARIN SON YAZILARI
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.