Dolar 32,5840
Euro 34,7984
Altın 2.410,31
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 24 °C
Az Bulutlu

SİVAS’IN PİRİ ALİ BABA SULTAN

16.08.2021
304
A+
A-

SİVAS’IN PİRİ ALİ BABA SULTAN
                                                                                              


Sivas’ta Ali Baba adını taşıyan bir mahalle, bir çeşme (asa suyu), bir mektep , bir cami,  Ali Baba’nın dergahı ve türbesi  bulunmaktadır.Ali Baba’nın adına düzenlenmiş vakfiyeler belgeler, fermanlar, hüccetler halen mevcuttur. 16.yüz yılın başlarında yaşamış 1574’de Sivas’ta Hakka yürümüştür. Kanuni Sultan Süleyman, Kehlei İkbal Rüstem Paşa  4. Murat, Türk Denizcisi Seydi Ali Reis gibi ileri gelen devlet adamları destek ve saygı göstermektedir.
Alevi-Bektaşi erenlerinden,pirlerinden, büyük şahsiyetlerinden olan Ali Baba Horasan’dan Sivas’a gelen Sancaklı evliya’lardandır,Ocak Piri’dir,Ali Baba Sultan evlatları cemler yapmakta Muhammed Ali’nin yolunu sürmektedirler, bu ocak mürşit ocağıdır. Anadolu da Hacı Bektaşi Veli Dergahı’ndan sonra ikinci büyük dergah Sivas’ta Ali Baba Sultan Dergahıdır.Pir Sultan Abdal, Hubyar Sultan, Koca Kul Himmet, Kul Hüseyin, Eraslanoğlu Ahi Baba gibi er  ve evliyalarla Ali Baba dergahının bütünlüğü ve ilişkileri devam etmiştir. Tozanlı’daki Hubyar Sultan ile Alevi inancı içerisinde musahip, yani yol kardeşi olmuştur. Hubyar Sultan 1582 yılında Hakka yürümüştür.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi 582/1 nolu defterin 287-289. Safiye ve 197.sırasında ve VGMA; 2232 Numaralı defterin sayfa 169-173’ de kayıtlı  1-10 Zilhicce ( 23 Ocak-2 Şubat 1547 ) tarihli Rüstem Paşa İbn  Abdulmuin Vakfiyes’inde ’’ Rüstem Paşanın hocası olduğu ibaresi yazılıdır…Sivas’ta  yurt tutunmuş  Takva ve tarikat üzere olan Ali Baba dünya hayatında  vakfiyet üzere tasarruf eyleyip bu cihetle isterse tasarruftan kendi lehine, dilerse gelene, gidene,köleye, zavallıya, çaresize sarf edecektir.Takdiri İlahi ile vefat ettiğinde fani dünyadan ayrılıp ve öbür dünyaya gittikten sonra kardeşine ve kardeşinden sonra kamil olan Şeyhin evladına ve evladı evladına…tasarruf ve tevliyet edilmiştir…’’
25 Numaralı Mühimme Defteri’nin ,264 sayfasının, 2445 Numaralı,Görüntü sıra no: 133 (A.DVN.MHM.d.025) 28 Ca.982 (15 Eylül 1574) tarihli belgede Ali Baba’nın yerine Şeyhlik makamına geçen  12 yaşında olan oğlu Ahi Mehmet (Ali Ferzendi)’in şeyhliği Padişah beratıyla tastik edilmiş. ‘’Nahiye-i Sivas der Liva-i mezbur zaviyemefharüş-suleha ves-salikin Derviş Ali Baba haliya meşihat-ı zaviye der tasarruf-i Ahi Mehmet veled-i Ali Baba bâ berât-ı hümâyün…’’ kaydı düşülmüştür.
Muharrem 1048 (Mayıs 1638) tarihli Ali Baba İbn’il Merhum Ahi Mehmet Bey Vakfiyesi’nde şöyle yazılıdır. ’’…Sivas şehri içinde medfun olan cennetlik, merhum,evliya ve ariflerin sultanı, ermişlerin ve takva sahiplerinin,şereflilerin en üstünü,keremli,ehemmiyetli,halkın önderi,uluların seçkini Ali Baba… Fermanlarda ’’Kutbül arifin’’ diye bahsedilir.Ali Baba Sultan Kaddese sırruhul aziz evliya ve ariflerin sultanı mertebesinde büyük bir şahsiyettir.
Vakfiyede Ali Baba’nın torunu Akı Mehmed’in oğlu Ali Efendi tarafından kurulan mektebin çocukları eğitmekle ve özellikle Kur’an öğretmek gibi bir fonksiyona vardır. ’’… Tâlim-i sıbyân içün müceddeden bina eylediğim Muallimhâne’de… muallim olan kimesne cem olan sibyâna tâlim-i Kur-an idüb…’’ diye belirtilmiştir.
1779 Tarihli bir belgede ‘’…Medine-i Sivas’da medfun meşayih-i izamdan Ali Baba kaddese sirruhu’l-aziz…’’ İfadesi kullanmıştır. Belgelerin bir çoğunda tekkenin; ‘’…Ayende ve revendeye İ’tam-ı taam eylemek…’’ (gelip geçen yolcuları yedirip içirmek, misafir etmek, konaklatmak ) gibi yükümlülüğü vardır.
17 Şubat 1840 tarihli berat tecdidinde ‘’…Sivas’ta vâki veled-i diğer Ali Dede Zaviyesi Vakfı…’’ ve ‘’Ali Dede Vakfı’’ibaresi yazılıdır.
Elimizdeki belgelerin bir çoğunda; ‘’Derviş Ali Baba ‘’, ‘’Ali Baba Es- Sivas-i’’, ‘’Ali Baba’yı Atik’’, Büyük Ali Baba Hoca-i Rüstem Paşa’’,  ‘’ Veledi diğer Ali Baba’’, ‘’ Küçük Ali Baba’’,  ‘’Derviş Ali Dede ‘’,  ‘’Ali Baba sultan’’, ‘’Ali Baba Kebiri Horasân-i ‘’ adı ile vesikalara kayıt edilmiştir.
Ali Baba Sultan Zaviyesi Vakfı, batın ve zahir hizmetlerini birlikte sunan bir dergahtır. Eşref-i mahluk – insanoğlunu sevgiyle yaşadıkları toprakları alın teriyle fet etmiştir. Ali Baba Sultan Dergahına Kanuni Sultan Süleyman,  Kehle-i  ikbal Rüstem Paşa , Küçük Ali Baba, Atik Valide Sultan, 4 Murat, Benderli  Ali Ağa, Hasan kızı İsmihan Ana,  Mehmet Bey Kızı Küçük Hanım, Kezban Hatun, Rukiye Hatun Safiye Hatun tarafından vakfedilen muhtelif gelirler olmuştur. Dergaha büyük miktarda vakıf desteği vardır. 19 Köy, 8 mezra, 14 değirmen, 16 Tuzla, 6 Kıta çayır, 1 bostan yeri, 2050 kuruş nakit para evler ve araziler. Sivas’ın üçte biri Ali Baba’ya vakfedilmiş .Dergahın giderleri karşılandıktan sonra gelir fazlası vakıf dairesinde ki ,  Ali Baba Sultan  evlatlarına taksim edilmektedir.
Ali Baba Sultan’ın vakıf kurarak topluluk oluşturmaya yönelmesi paramparça olan Alevi- Bektaşi  – Ahi toplumunun bilinçli ve ileriye yönelik olması içindir. Aynı zamanda bireyin korunması içindir. Sosyal yaşam olması kaçınılmazdır. Vakıf ve dergahlar birliğin sembolüdür. Ali Baba Zaviyesi Evladiyelik vakıftır. Bunlardan bazıları Ağcaeniş Tuzlası, Celallı Tuzlası, Çamözü Tuzlası (Zara),Emrullah Tuzlası,Sungurluda  dört tane tuz ocağı ve araziler, Soğuk Çermik, Kabak Yazısı, Gökçe Bostan, Hubyar Bostanı, Poyraz Tarlaları, Kepçeli Pınar’da tarla,Öğnevid-Çınarlı,Büşürüm, Ermeniş, Tığnış, Değeryer, Adamlı, Acıpınar, Bahraözü, Yapalu, Divriğin, , Kahkik, Pirkinik, köylerinde Ali Baba Dergahı’nın malikaneleri ve değirmenleri vardır.
Dergah  II. Mahmut döneminde ‘’ Yeniçeri Olayı ‘’ bahane edilerek yerle bir edilmiş Anadolu’daki  diğer dergahlar  gibi baskı altına alınmıştır. Yönetime getirilen Mevlevi şeyhleri dergahı  geleneğinden uzaklaştırarak Sünnileştirmeye çalışmıştır.Ali Baba Kutbül Arif’in inancı Ehli Beyit inancıdır,Dergahı da Alevi-Kızılbaş dergahıdır.Yüz binleri bulan talipleri muhipleri mevcuttur,aksini söyleyenler murtadır.Alevilerin büyük dergahlarındandır,Alevi toplumunun inançsal,sosyal, siyasal tarihinde  önemli bir yeri var.Alevi Ocaklarının en önemli temsilcilerinden biridir.
Cumhuriyet döneminde, Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıkla Bir Takım Ünvanların Men ve İlgasına Dair 677 sayılı Kanun’la, Evkaf Umum Müdürlüğü nün ve İcra Vekilleri Heyeti’nin toplantısında Atatürk’ün ve İsmet İnönü’ün imzası ile Bilmüzade-açık artırma ile satılır. 10 Temmuz 1937 tarihinde 507 liraya Mehmet Susamış denen bir şahsa devredilir. Ali Baba Ocağının dedeleri Sivas’tan dergahtan sürgün edilir, Alevilik yasaklanır. 2. Mahmut’un 1826 da yaptığı zulüm ile 1925 te Alevilere yapılan zulüm arasında bir fark yoktur. Madımak Katliamı’ndan sonra, dergah binası 12.09.1994 tarihinde,  200 milyona Susamış ailesi tarafından Sivas Belediyesi’ne satılır. Belediye burayı restore ederek ’’ Susamışlar Konağı’’ levhasını astı. Susamış ailesi Ali Baba evladı değillerdir,burayı gasp etmişlerdir.Ali Baba Dergahının, Susamışlarla geçmişe dayalı hiçbir ilgisi yoktur.’’Minare doğru,ama içi eğridir’’.
Dergahın ve vakfın arsalarına ve arazilerine sahte tapular verilerek, binalar yapılarak vakıf mevkufları ve maneviyatımız yok edilmektedir.Alevilerin geçmiş tarihinden günümüze ulaşan ve gelecek nesillere aktarılması gereken maddi,manevi değerler ve kültürel miras yok edilmektedir.Mızrak çuvala sığmıyor!
     Günümüzde Ali Baba Tekke’sine, Kadiri, Rufai,  Mevlevi Tekkesi diyerek ,Alevilerin tarihini yok etmek istiyorlar. Siyasi iktidarlar Alevileri bastırmak ve asimile etmek için her yola baş  vurmuştur. Alevi düşünürleri, pirleri, ozanları, dergahları Alevilikten koparılıp gasp ediliyor, Sünnileştiriliyor. Aleviler tarihi değerlerine sahip çıkmalıdır. Türkiye’de hukuk var ise , Alevi Dergahları,vakıfları Alevilere iade edilmelidir.  Gerçeğe Hü

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.