KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KAPATILDI?

KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KAPATILDI?

Hep merak ederdim. Köy enstitüleri nedir? Neden kurulmuştu? Hangi amaca hizmet etmişti? Daha da önemlisi kim neden kapattı?

Türkiye’ye özgü bir eğitim projesi olan Köy enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihinde kurulmuştur. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel bu projenin kurucusu ve hassas takipçisi olmuştur.

Köy enstitülerinden mezun olanlar ülkenin her noktasına dağılarak, özellikle kendi şehirlerinde o kadar büyük hizmetler etmiştir ki bunu birkaç madde ile anlatmaya çalışalım.

1940 ile 1946 yılları arasında 15 bin dönüm tarla Köy Enstitüleri tarafından tarıma elverişli hale getirilmiştir.

750 bin yeni fidan dikilmiş ve 1.200 dönüm bağ oluşturulmuştur.

150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santrali, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol yapıldı.

Sulama kanalları oluşturarak verilen eğitimde öğrenciler çiftliklere ulama suyu getirmişti.

Kapatıldığı yıl olan 1954 yılına kadar 1.308 kadın ve 15.943 erkek öğretmen olarak yetiştirilmiştir.

Köy enstitülerinde öğrencilere Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Matematik, Fizik, Kimya, Tabiat ve Okul, Sağlık Bilgisi, Yabancı Dil, El Yazısı, Resim İş, Beden Eğitimi, Ulusal oyunlar, Müzik, Askerlik, Ev İdaresi ve Çocuk Bakımı, Öğretmenlik Bilgisi, Zirai İşletme Ekonomisi ve Kooperatif dersleri verilmekteydi.

Öğretmenlik Bilgisi derslerinde Toplumbilim, İş Eğitimi, Çocuk ve İş Ruh Bilimi, İş Eğitimi Tarihi, Öğretim Metodu ve Tatbikat konuları işlenmekteydi.

Ziraat Dersleri ve Çalışmalarında Tarla Ziraatı, Bahçe Ziraatı,  Fidancılık, Meyvecilik ve Sebzecilik Bilgisi, Sanayi Bitkileri Ziraatı, Zooteknik, Kümes Hayvanları Bilgisi, Arıcılık, İpekböcekçiliği, Balıkçılık ve Su Ürünleri Bilgisi, Ziraat Sanatları konuları yer almaktaydı.

Teknik Dersler ve Çalışmalarda ise erkeklere Köy Demirciliği (nalbantlık, motorculuk), Köy Dülgerliği (marangozluk), Köy Yapıcılığı (tuğlacılık ve kiremitçilik, taşçılık, kireççilik, duvar ve sıvacılık, betonculuk) öğretilirken kızlara Köy Ev ve El Sanatları (dikiş-biçki, nakış, örücülük ve dokumacılık, ziraat sanatları) öğretilmekteydi.

Ders yükünün ağır içeriğini, öğrencilerin kişiliğini ve yaratıcılığını geliştiren uygulamaların fazlalığını görmekteyiz. Öğrencilerin genel kültürlerinin artırılması için her yıl 25 tane klasik roman okumaları zorunlu idi.

Köy enstitüsü mezunu bir öğretmen eğitimde sadece kitaba bağlı kalmıyordu. Ziraat, sağlık, inşaat, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, marangozluk gibi pek çok alanda uygulamalı eğitim görüyordu. Öğretmenler görev yerleri olan köylere gittiklerinde köylülerin de desteğiyle kendi okullarını inşa edebiliyordu. Birçok alanda da köylüye kılavuzluk yapabiliyordu.

Köy Enstitüleri genç Cumhuriyet’in büyük değişim projesidir. Yeni toplumsal değerler kazandırarak çağdaş yaşam düzeyine ulaşmayı hedeflemiştir. 1946 yılında toplam köy öğretmeni sayısı 18426 iken bu sayının içindeki köy enstitüsü kökenli öğretmen sayısı 13182 idi.

Türkiye’nin 8 Ekim 1948 tarihinde ABD ile Marshall Planı imzalamasıyla birçok alanda değişimler başladı. Türkiye 50 milyon dolar borçlandırılmıştı. ABD yardım ediyorum ama şartlarım var yaklaşımı ile ağını örmeye başlamıştı.

O zaman 1 dolar 1 Türk Lirası değerindeydi.

Marshall Planı’na Türkiye kendini kabul ettirmek için her türlü bürokratik girişimi yaptı.  Türkiye Avrupa’nın tahıl ambarı olmayı kabul etmek ve ağır sanayisinden vazgeçmek koşuluyla bu plana dâhil edilmiştir.

Bu proje ile Avrupa gelişirken Türkiye geri kalmaya başlamıştır.

Topyekûn bir kalkınma için halkın bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi için kurulmuş olan Köy enstitüleri de bu siyasetin kurbanı olmuştur.

Ben yine söylüyorum ülkenin siyaseti başta olmak üzere birçok alanına içimize yerleşmiş ve asıllarını unutmamış olan devşirmeler yön vermiştir. Kilit noktaları tutarak dış bağlantılı hareket etmişlerdir.

Amaç Türk milletinin geri bırakılmasıydı.

O nedenle halkı eğiten, yetiştiren hangi kurum varsa ya kapatılacak ya da içi boşaltılacaktı. Bu da yapıldı. Biz hala uyamaya devam ediyoruz.

Selam ve dua ile.