Alevilikte İbadet : Cem ve Oniki Hizmet-II
Alevi inanç ve ibadet anlayışının itikadi, ameli, kültürel mezhepsel kaynakları mevcuttur. Cemde ibadetin tevhidin yanı sıra, suçluyu sorgulamak, yargılamak, düşkün bırakmak, aklamak olmazsa olmazlardandır. Ceme her adam giremez, eline, beline, diline sahip olanlar girer. Yolu doğru sürenler girer.
Cemde söz vardır. Sohbet vardır.
Kırklar Meclisi’nden esinlenerek “kırklar cemi” olarak isimlendirilir. Alevilerin-Kızılbaşların toplu ibadeti cemdir. Cem İslam dini ile özleşmiştir. Cemin içeriğini İslami değerler oluşturur. Tarihsel kökeni İslamiyet’ten öncelere uzanması önceki ilahi dinlerde de cemin yapıldığını doğrulamaktadır. Peygamberimiz döneminde Ashab-ı Suffa olarak adlandırılan güvenilir sahabelerle cemler yapılırdı.
Alevi İnancının da Cemin zahir ve batın anlamı vardır. Zahir kısmı, şekillere ait uygulamalardır Batın yönü irşad olmaktır. Cem inançsal ve yaşama dair her ne var ise içine alan bir bütünün adıdır. Cemin esası Muhammed Ali’nin yoludur. Dolayısıyla İslam Dini’ne uygun yaşam ve düşünce içersinde olan insanların huzurlu mutlu ahlaklı olması için, Allahü Teala’nın kullarına buyurduğu şekilde hal ve hareket edilir.
Cem, Ehl-i Beyt İslam’ın toplanması yani cem olması demektir. Cemler Otmanlı Devleti zamanında dergâhlarda ve köylerde büyük evlerde yapılırdı. İslamiyet’te mümin kişinin tek başına yaptığı ibadetten başka birde toplum ile yapıldığı ibadetler vardır. Cemin yapılması için Evladı Resul Mürşidin olması lazımdır. Cemi Ocak zade Şeyhler yani dedeler yönetir. İlahi duygusallık, Rahmani vaziyet çerçevesinde edep erkân ve yol esaslarına uyularak icra edilir.
Alevilik rıza yoludur. Tasavvuf ehli Allah’ın rızalığını kulun rızalığını ile bir görmüştür. Her şey Allah rızası için yapılır. Cemaate yapılan ibadetlerde gönül rızalığı şarttır. Cemimiz rıza şehridir, rıza kapısından girilir rıza pazarlığı yapılır, rıza lokması yenir. Dede-Mürşid cem erenlerine “Eşikten içeri mümin bacı, gardaşlar birbirimizden razımıyız” diye üç defa sorar. İster pir olsun, ister talip olsun bütün tarikat ehlinin her an rıza ile iş yapması gerekir.
Gönül kalsın yol kalmasın, ibaresi inancımızın esasıdır. Despotik kişilerin yol yezitlerinin dedikleri değil, yolun emri geçerlidir. Her kişi kendisine göre usul koyamaz. Yolun kuralları her daim baş tacıdır. Yol cümleden uludur. Yol evladı yola taş atmaz.
Ceme gelen canlar pir huzurunda dâra dururlar. Niyaz ederek meydana geçer ve özünü dâra çekerler. Dâr Muhammet Ali meydanıdır. Dârda ki kabulden sonra ceme girilir. Dâra çıkmayanın özünde eksiklik vardır. Dâr meydanı er meydanıdır, ar meydanıdır. Bu meydanda çözülmeyen müşküller hiç bir yerde çözülmez. Dar meydanı kutsaldır. Dârda iken yapılan yeminin üzerine söz söylenmez. Alevlikte dâr’ın pirleri, Dâr’ı Fatıma, Dâr’ı Fazlı, Dâr’ı Mansur, Dâr’ı Nesimi ibadetin sembolü olmuştur.Peymançeye durmak, ayak mühürlemek terimleri dârı ifade eder.