Dolar 32,5167
Euro 34,8858
Altın 2.451,84
BİST 9.885,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 25 °C
Az Bulutlu

BİRAZ MUHASEBE YAPALIM

16.08.2021
212
A+
A-

BİRAZ MUHASEBE YAPALIM

 

Günümüzün en büyük sorunu insanların kendilerine muhasebe etmemesidir. Kendini muhasebe eden kişi hangi halde olduğunu yani karda mı zarar da mı olduğunu idrak eder.

Ve ona göre hayatını programlar.

Herkes suyun akışına kendini bırakmış. Ömrünü anlaşılmaz ve umursamaz bir şekilde boşa geçiriyor. Ve ebedi bir hüsrana uğruyor.

Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “ İnsan başıboş bırakılacağını ve dilediği gibi hareket edebileceğini mi sanır?” ( Kıyâme Suresi 36. Ayet)

Bu ayette insanların yaratılmasın ve dünya hayatına gönderilmesinin bir nedeni olduğu ve bu amaca uygun ömrünü geçirmesi gerektiği buyurulmaktadır.

İnsan kendisine verilen ömrü geçirirken keyfi davranamaz. Kendisinden isteneni bulmak ve ona göre hayatını düzenlemek zorundadır.

İmam Hasan Askeri (as) şöyle buyurdu:

Bir defasında Cabir oğlu Abdullah enseri, İmam Ali’nin (as) huzuruna gelmişti. İmam Ali (as) şöyle buyurdu:

Ey Cabir bu dünyanın devam etmesi dört şeye bağlıdır.

  1. İlminden istifade olunan âlime
  2. Öğrenmekten geri durmayan cahile
  3. Cömertliği ile bilinen ve meşhur olan zengine
  4. Ahiretini başkasının dünyası için satmayan fakire

Bir âlim düşünün ki ilme sahip ve o ilimden kendi kimseye bir şey vermiyor. Ya da kendinde o ilimden dolayı kibir zirve yapmış ve kimse yanına yanaşamıyor.

Veya halk o ilmi almak, ondan istifade etmek için bir gayret içinde değil. Her üç durumda fena.

Bir kişi bilmediği şeyi idrak edebilmeli ve onu öğrenebilmek için bir çaba içinde olmalıdır. Bu iyi bir durumdur. Ancak günümüzde insanlar hem bilmediğini bilmiyor hem de bileni susturuyor. Her konuşan o konunun uzmanı gibi hareket ediyor. Duydukları ile veya kanaatimce diyerek devam ediyor.

Benim beynim bunu almıyor, gönlüm o işe rıza göstermiyor diyerek kendince bir kibirlilik gösterisi içine giriyor. Ona şöyle demek gerekir: hangi ilmi almış o beyninle karar veriyorsun? Önce sen bilmediğini bil ve anla. Sonra da o konuyu öğrenmek için araştır ve oku.

Günümüzde insanlar hem cehalet batağı içindeler hem de öğrenmekten geri duruyorlar. Filan hocadan şöyle duydum falan da böyle dedi diyerek kendilerini cehaletten kurtardıklarını sanırlar. Önce okumak gerekir. Hatta o konuyu birkaç farklı ve zıt kaynaklardan okuyarak bir fikir sahibi olmak gerekir.

Kişi zengin ama cimri. O malı dünya için biriktirmiş. Ahirete gittiği zaman onu da götüreceğini sanır. Ama öyle değil.

Zenginin cömert olanı Hak nazarında makbuldür. Haktan geleni halka dağıtan bir zengin olabilmek, işte o övülen bir haldir.

Günümüz hastalıklarından biri de kraldan çok kralcı olarak birilere yalakalık yapmaktır. Onun zirvede kalabilmesi için her şeyi yaparlar. Hiç araştırmaz o kişinin doğru mu, dürüst mü olduğunu. Önemli olan o liderin, başkanın zirveye çıkabilmesidir.

Yani kendi ahiretini o zirveye çıkacak kişinin kendisine ayrıcalıklı davranmasını, hak etmediği gelir kapıları açmasını umar. Böylece ahiretini dünya için satmış olur.

Ebu Zer gibi doğru söyleyen, kimseye boyun eğmeyen biri olabilmek umuduyla.

Selam ve dua ile.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.