MARSHALL YARDIMI VE DOLARIN HÂKİMİYETİ
MARSHALL YARDIMI VE DOLARIN HÂKİMİYETİ
- Cihan Harbi sonuna kadar dünyadaki paralar altın rezervine endeksli basılıyordu. İngiltere o zamanların en güçlü devleti idi. Dünya da İngiliz Sterlini etkin ve yaygın olarak kullanılıyordu.
Elinizde Sterlin varsa onun karşılığı İngiltere de altın olarak bulunmaktaydı. Ancak bu fazla uzun sürmedi. Sterlinin yerini ABD Doları almaya başladı. Çünkü ABD her Doların karşılığında altın rezervine sahip olabilecek bir ekonomik güce ve büyüklüğe sahipti.
İkinci Cihan harbi sonucunda istenen şartlar oluşmuştu. ABD Doları bütün dünyada yaygın ve rakipsiz bir para olabilirdi.
Ve Marshall yardımı başlığında bu ülkelere Dolar sokularak bağımlı ve bağlı bir hale getirildiler.
1948-1951 yılları arasında ABD Marshall palanı ile Avrupa da ki şu ülkelere yardım etmiştir:
Almanya 1448, Avusturya 468, Belçika ve Lüksemburg 777, Birleşik Krallık 3297, Danimarka 385, Fransa 2296, Hollanda 1128, İrlanda 133, İsveç 347, İsviçre 250, İtalya ve Trieste1204, İzlanda 43, Norveç 372, Portekiz 70,Türkiye 137, Yunanistan 376. ( Miktarlar milyon Dolardır)
Yani ABD 3 yılda Avrupa da ki bu ülkelere 12 milyar 731milyon Dolar yardım etmiştir.
Amaç ne idi?
Masumane bir yardım planı mı idi?
Bence hiç te öyle değildi. ABD’de bulunan küresel aileler tasarladıkları dünyaya egemen olabilme planı için ABD yi kendilerine üs seçmişlerdi. Ve hayata geçiriliyordu.
ABD kendi ülkesinde bastığı kâğıdı Avrupa’ya ve dünyaya yardım, kredi başlıkları altında dağıtarak ürüne çeviriyordu. O ülkelerin üretimlerini, öz kaynaklarını, madenlerini, iş güçlerini ABD nin çıkarlarına yönlendiriyordu.
ABD böylece hem çok gelişti hem de zenginleşti. Her ülkenin ürettiği, geliştirdiği her şey görünüşte öyle olmasa da aslında ABD ülkesi ve vatandaşları içindi. Çünkü paranın sahibi kimse patron odur.
Devletler borçlandırılmıştı. Merkez bankalarında bulunan paralar kendi milli paraları değil ABD’de karşılıksız olarak basılmış olan Dolar idi. Yani bir nevi kâğıttı.
Bir ülke diğer ülkeden mal veya hizmet alacaksa karşılığında Dolar vermek zorunda. O nedenle merkez bankalarında Dolar rezervine sahip olmaları gerekmektedir.
Dünya genelinde ülkelerin merkez bankalarında tuttukları dövizlere ve oranları şöyle: USD % 63.5, Euro % 20, Yen % 4.5, Sterlin % 4.5, Kanada Doları % 2, Avustralya Doları % 1.8, Yuan % 1.1, Diğer % 2.6
Dünya piyasalarında 7 trilyon doların döndüğü ve bunun 3 trilyonunun Çin’de olduğu ifade edilmekte. ABD’de basılan 100 dolarlık banknotların %80’inin ülke dışında olduğu düşünüldüğünde manzara ortada değil mi?
Bu konuyu dünyada tek dillendiren ve dur diyen kişi ülkemizden çıktı: Prof. Dr. Haydar Baş. ABD’nin dünyaya patron olmasının en temel sebebinin Dolar olduğunu yüzlerce kez ekranlardan söyledi. Bununla ilgili bir kitap yazdı. Yeni bir ekonomi modeli olan Milli Ekonomi Modeli’ni ortaya koyarak Doların arkasında bulunan küresel ailelerin heveslerini kursaklarında bıraktı.
Her devlet bir diğer devlet ile ticaret yaptığında kendi milli parasını kullanmalı dedi. Onun yazdığı ekonomik modelden etkilenen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti bir araya gelerek BRICS paktını oluşturdular. Ve kendi aralarında kendi milli paralarını kullanma kararı aldılar. Dolar büyük bir darbe aldı.
Prof. Dr. Haydar Baş ekonominin temel kurallarını yerle bir etmeye devam etti. ‘ Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız.’ kuralını ‘Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı ‘ diyerek bir daha çıkarılmamak üzere rafa kaldırdı.
Bundan en çok kimler rahatsız oldu dersiniz?
Dünyayı sömüren, kanını emen Küresel Aileler ve onların yerli işbirlikçileri.
Selam ve dua ile ( Devam edecek)