Türk olmak şereftir -ll-
Türk olmak şereftir -ll-
Sapla samanı birbirine karıştıranlar var. O bakımdan, yerinden kalkan Türklüğü, Türk milletini kötülemeye çalışıyor. Irkçılığı reddeden yeni ırkçılar, tarihimiz boyunca ırkçı olmayan, ırkçılık yapmayan milletimize saldırıyorlar. Bir insanın kendi soyunu-sopunu, yani kendi ırkını sevmesi başkadır, ırkçılık yapması başka. Irkçılık: Başka ırktan olan kişilere hayat hakkı tanımamaktır. Onları devlet ve millet hayatının dışında tutmaktır. Bir ırkı, topyekûn suçlu saymaktır. Mesela Hitler ırkçıydı. Yahudi milletini topyekûn suçlu sayıyordu. 6 milyon Yahudi’yi modern fırınlarda yaktırması Alman ırkçısı olmasındandı. İngilizler, Fransızlar, Ruslar tarih boyunca dehşetli ölçülerle ırkçılık yaptılar. Mesela İngilizler, Avustralya’ya girdikleri zaman, yerli halk olan Aborjinler’den 65 bin kişiyi kumlara gömerek (bir futbol topuna vurur gibi) kafalarını tekmeleyerek öldürdüler. Bir devlet hiçbir suç işlemeyen, kendi işinde gücünde olan insanları, onlar sırf falan filan ırktandır diyerek, nasıl sürmeye, öldürmeye, yok etmeye çalışır? Mesela Rusya’da Komünist idareciler, devlete başkaldırmayan, hiçbir suç işlemeyen yüz binlerce Ahıska Türkünü, Kırım, Türkistan ve Azerbaycan Türkünü sürmüşler, öldürmüşlerdir.
Ermeniler, bizim aydınlarımızın, halkımızın kat’iyyen okumamalarından, öğrenmemelerinden istifade ederek, 1915 yılında, Ermeni soykırımı yaptığımızı iddia ediyorlar. Milyon kere, milyar kere yanlıştır. Biz Ermenilerle ilk defa Anadolu topraklarında 1071 Malazgirt Zaferinden sonra karşılaştık. 1071 yılından 1915 yılına kadar, yani tam 840 yıl onlarla çok insani ölçüler içinde yaşadık. Ama biz, 1914 yılında Birinci Dünya Harbine girince, Ermenilerin çok büyük çapta ihanetine uğradık. Ordumuz Ruslarla çarpışırken, arkadan da Ermeni çetelerinin hücumuna uğradı. Ermeniler Doğu Anadolu’da on binlerce Kürt’ü ve Türk’ü kuyulara atarak, sulara gömerek, camilere doldurup yakarak, duvarlara çivileyerek…çok vahşiyane usullerle öldürdüler. Türk-Ermeni savaşı ve sürgünü, Ermeni ihanetinden sonra başladı. Biz, tarihimiz boyunca ırkçılık yapmadık. Aksine, başka ırktan olanlar, bizim içimizde paşalar gibi yaşadılar. İşte çok önemli bir örnek: Meşhur tarihçilerimizden İsmail Hami Danişmend’in 6 ciltlik bir eseri var. İsmi: Osmanlı Tarihi Kronolojisi. O eserin 5. cildinin 125. sayfasında, İsmail Hami ciddi bir araştırmayı ortaya koyuyor. Diyor ki: “623 yıllık Osmanlı tarihinde, Sadrazamlık yani Başbakanlık makamına 215 kişi oturdu. Bu sadrazamlardan sadece 78’i Türk’tür. 137 Sadrazam ise Arnavut, Boşnak, Rum, Hırvat, Ermeni, İtalyan, Abaza, Çerkes, Çeçen, Bulgar, Pomak, Sırp, Rus… milletindendirler.” Irkçı bir devlette böyle bir uygulama olur mu?
Bugün Türkiye’de, en kanlı ırkçılığı, PKK ve sevdalıları yapmaktadırlar. Cumhuriyetimizin ilanından sonra, Kürt asıllı milletvekillerimiz, bakanlarımız, Meclis başkanlarımız, Başbakanlarımız, Cumhurbaşkanlarımız olduğu halde, Kürt ırkçıları, Kürt vatandaşlarımıza da Türklere de adeta kan kusturmaktadırlar. Sonra da kalkıp Türk ırkçılığından şikayet etmektedirler.
Neredesin ey akıl! Ey insaf! Ey vicdan!..