Prof. Dr. İlber Ortaylı: “İran protestolarında provokasyon ve tahribat yok”
-Prof. Dr. İlber Ortaylı: “İran protestolarında provokasyon ve tahribat yok”
-Prof. Dr. Ortaylı: “İran protestoları çok enteresan. 67 gençliği bile bu kadar düzenli değildi”
İran ile ilgili düzenlenen bir konferansta son zamanlarda yaşanan protestolar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Bu son günlerdeki protestolar çok enteresan. 67 gençliği bile Avrupa’da bu kadar düzenli değildi. Yani protestoyu yapanlarda provokasyon yok, tahribat yok. Çok ilginç. Ayrıca o memlekette dış kuvvetlerin provokasyonu çalışmaz. O toplumda o bilinç yemez” dedi.
İstanbul Altınbaş Üniversitesi bünyesinde Cumhuriyetimizin 100. Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Geçmişten Günümüze İran” söyleşisine tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı konuk oldu. İnkılap Kitabevi’nden çıkan “Bir Ülkenin Anatomik Yapısı” kitabına da önsöz yazan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, son dönemde protestolarla gündemde olan İran hakkında gerek tarihi gerek kültürel değerleri gerekse günümüzde yaşanan problemler ile ilgili görüşlerini anlattı. Protestolar hakkında “enteresan” yorumunda bulunan Prof. Dr. Ortaylı, aynı zamanda eylemler hakkında “Provokasyon ve tahribat yok, bu yüzden dış kuvvetler boşuna umutlanmasın” dedi.
“Türkiye uluslararası ilişkiler konusunda tarih ve kültür unsurunu ele almıyor”
Tarih bilincinin özellikle uluslararası ilişkiler konusunda çok önemli olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Tarihe İranlılar çok meraklılar, biz de yeni yeni tarih bilinci uyanılmaya başlanıyor. Bu tarih şuuru olmadığı takdirde politikada yanlış yaparsınız. Bir memleketin tarihine ve kültürüne baktığınız anda siyasetinde her zaman doğru adımlar atma ihtimaliniz daha çok artıyor. Yani İran dediğiniz zaman İtalya dediğinizde arada nasıl bir bağ var Türkiye ile bunlar çok önemlidir. Ben hiçbir zaman Türkiye’nin planlamasında tarih ve kültürün, kültürel yapının ciddi bir unsur olarak ele alındığını düşünmüyorum. Bizim uluslararası ilişkiler disiplininde böyle bir faktör göremedim” dedi.
“Kıyafet konusundan sıyrılmış bir idare tarzı gerekiyor”
Kılık kıyafet konusundaki kışkırtmaların ve ısrarların hem Türkiye hem de İran’da tehlikeli bir unsura dönüşebileceği mesajını da veren Prof. Dr. Ortaylı, “İran çok eski bir medeniyettir, bu eski medeniyetler içerisinde kendisini muhafaza edenlerdendir. Şimdi bütün mühim mesele kültürel birliği ve yaşam biçimini muhafaza etmektir. Bu kıyafet meselesi maalesef iki memleketi de tehdit ediyor. Bunun bir tanesi İran bir tanesi Türkiye. Kıyafet konusundaki kışkırtmalar kıyafet konusundaki ısrarlar bizim için iyi olmayacak. Bu son derece ciddi bir sorundur. Her zaman için kadın erkek kıyafet meselesinden sıyrılmak zorunda olan bir idare tarzı gereklidir. Anayasalar, moda nizamnamesi değildir. Aksi takdirde bu iki memleketi bekleyen tehlikeler, karışmalar her zaman için ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.
“İran ve Türkiye gibi böyle sıkı müttefik dünyada yok, olamaz da”
İran ve Türkiye’nin bağlarının tarihten bu yana çok sıkı ve koparılamayacak olduğu yorumunda da bulunan Ortaylı, aynı zamanda iki ülkenin müttefikliği için de “dünyada benzeri yok” dedi. Ortaylı açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bugün İran ile Türkiye’nin arası yine tarihteki gibi. Biz İran medeniyeti ile çok şeylerde kaynaşmışız, bunu anlamamak mümkün değil. İran medeniyeti ve Farsça bence öğrenilmeli. Çünkü dilimizin yüzde 40’ı ı o. Bize gelen Arapçayı da Araplardan değil İranlılardan aldık. İran ve Türkiye gibi böyle sıkı müttefik iki ülke yok dünyada, kolay kolay olmaz da. Fakat İran’ın ne olduğunu, oradaki etnik bünyenin ne olduğunu, nasıl çalıştığını, nasıl işlediğini takip etmek zorundasınız. Aksi takdirde yanlış politikalar güdersiniz. İran edebiyatını İran tarihçiliğini İran’daki ilmi Türk unsuru olmadan anlamak mümkün değildir ve devam da etmez. Yani İran’ın hayatında Türkler fevkalade önemlidir ve ağırdır. O yüzden İran’daki Türkler diğer ülkelerdeki ezilmiş diyemeyiz. Tam tersi oranın sahibiyiz diyerek dolaşırlar. Ortağı değil, sahibiyim diyor bu çok önemli. Ve buna göre bir politika çizilecek, o politika zannediyorum bugüne kadar pek fire vermedi. Kısa çatışmaların dışında temelde İran’la büyük çatışma söz konusu değil.”
“Nüfusumuz azalacak ve etnik kökenlerimize sahip çıkmalıyız”
Önümüzdeki yıllarda Türkiye nüfusunun azalacak olduğunu söyleyen ve “Bize etnik kökenlerimiz olan Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlar yardımcı olacaklar” diyerek sözlerine devam eden Ortaylı, aynı zamanda Uygur Türklerine yaşatılanlar için de “Çok ayıp ve ahlaksızca” dedi. Ortaylı, “Uygurlara dikkat etmemiz gerekiyor. Uygurlara dikkat etmediğiniz takdirde hiçbir şekilde dürüst bir politika takip etmiş olmazsınız. Diğer önemlisi sebep ise Türkiye’nin nüfusu azalacak. Şimdiden doğumlar azaldı, bu asrın ortasında buna rağmen genç nüfus çoğunluğu olan bir ülke olacak, bunu devam ettirmek için bir şansımız var, tıpkı ABD ve İsrail gibi dışarıdaki etnik gruplarımız bize yardımcı olacaklar. Buraya göç edecekler. Uygurların buraya gelip ziraat ve hayvancılık, Kazakların ve Kırgızların gelip atçılık yapması gerekiyor. Bunlarsız yapamazsınız. Buradan kaçan insanları iade edemezsiniz. Taliban’a Türkmen iade ediyor, Çinlilere Uygur iadesi yapılıyor. Çok ayıp ve ahlaksızlık bu” diye konuştu.
Provokasyonlar için yorumu “enteresan” oldu
Son olarak da İran’da yaşanan protestolar hakkında yorumunu dile getiren Ortaylı, “Bu son günlerdeki protestolar çok enteresan. Yani protestoyu yapanlarda provokasyon yok, tahribat yok. Çok ilginç. 67 gençliği bile Avrupa’da bu kadar düzenli değildi. Hayranlıkla, ‘vay be Fransa ayaklanıyor deniliyordu.’ Sonra Fransa’nın hangisinin ayaklandığını gördük. Tabi o arada çocuklar ayaklanırken bütün pis burjuvalar da İsviçre’ye kaçtılar arabalarını doldurup. Şimdi bir şeyin üzerinde durun, Türkiye’de reformları yapan revolüsyonu yapanlar ordudur. İran ordusu ile bizimkisi mukayese kabul etmiyor. Bizim askerlerimiz her zaman iyi yetişen dünyayı tanıyan kolay organize olan insanlar. Burada orduların ananesi vardır. Ve o bütün İran tarihi boyunca orduda hep Türkçe konuşulmuştur. O memlekette dış kuvvetlerin provokasyonu çalışmaz. O toplumda o bilinç yemez. Onun için dış kuvvetlerden umutlananlar varsa da geçmez o” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Söyleşi sonrası Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Altınbaş tarafından Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya plaket takdim edildi.