Dolar 32,4151
Euro 34,7918
Altın 2.432,79
BİST 10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sivas 26 °C
Hafif Yağmurlu

Prof. Dr. Abdullah Çoban : “1 ton sıvı gübre 30 ton yanmış hayvan gübresine eşit.”

21.06.2021
942
A+
A-
Prof. Dr. Abdullah Çoban : “1 ton sıvı gübre 30 ton yanmış hayvan gübresine eşit.”

Gemerekli Prof. Dr. Abdullah Çoban başta ilimiz Sivas olmak üzere tüm Türkiye’de adından sıkça söz ettiren ve gündem oluşturan bir bilim adamı.

Ülke ve vatan sevgisi nedeniyle durmadan çalışan ve üreten Sayın Çoban’ın başına gelmedik kalmadı. Durdurulmak istendi herhalde.

Bizde yanına kadar giderek hem geçmiş olsun dedik hem de kendisiyle gündemi değerlendirdik. Başına gelenleri sorduk.

 

 

 

 

Hocam çalışmalarınızı ile ilgili bugün sizi ziyaret için gelenler olduğunu öğrendik. Bu gelenler hangi amaçla geliyorlar?

 

İki firma ayrı iki konu için geliyorlar. Birinci firma kömürden yapmış olduğum organik gübre için geliyor. Üretmek ve değerlendirmek istiyorlar. Bildiğiniz gibi ülkemizde 3 milyar ton düşük kalorili kömür rezervimiz var. Bu kömürler termik santrallerde yakılıyor. Elbistan, Kangal, Yatağan Termik Santrallerinde bu kömürler kullanılmakta. Hatta Tufanbeyli’de de bu tür kömürü kullanmak için yeni termik santral kuruluyor.1000 kalorilik kömürü yakıp 600 kalori enerji üretecekler. Bu çok büyük bir yanlıştır. Bu kömürü gübreye çevirsek 1000 kalorilik kömürden 1 ton hümik asit ve fulvik asit içerikli sıvı gübre elde ederiz. Bunun içerisinde de bitkinin ihtiyacı olan her şey var.

Bu gübrenin piyasa değeri 12 bin TL üzerindedir.1 ton kömürden 1 ton sıvı elde ediliyor ve geri kalanda katı gübre olarak kullanılıyor. Bu para ile tonu 500 TL olan 6000 kalorilik Rus Linyitinden ne kadar alınır hesaplayın.

 

 1 ton sıvı gübre 30 ton yanmış hayvan gübresine eşit.

 

Organik bir madde. Bitkinin istediği her türlü madde içinde var.

Dünyanın gübre ihtiyacını karşılayacak kömür var bizim ülkemizde. Biz bunun tesisini 13 yıl önce Sivas’a kurmuştuk. Yılda 10 bin ton sıvı gübre üretiyorduk.

Millet bunun önemini yeni yeni anladı ama esas konudan habersizler. Türkiye de bu konuyu benden iyi bilen yok. Dünyada benim kadar bilen az sayıda bilim adamı var ama onların bu kadar çok kaynakları yok.

Pancar da kullanıyorum. Hem şeker oranı artıyor hem de dönümde elde ettiğim ürün miktarı artıyor.

Geçen senen gübre kullanmadığımız tarlada ki şeker pancarı tekne başı 7 ton geldi. Ama organik gübre kullandığımız tarlada tekne başı 8,5 ton geldi.

Bu gübreyi ben ufak çapta üretiyorum.

 

 Bugün ziyaretime gelenler bunu Türkiye çapında üretmek istiyorlar.

 

Ülkenin birkaç bölgesinin ihtiyacını karşılayacak bir fabrika yapmak istiyorlar.

Bu gelen Türk firması. Ben yabancı firma ile çalışmam, iş birliği yapmam.

İkincisi

Ben benzinli ve mazotlu araçlarda tasarruf yapma çalışmaları yaptım. Şükürler olsun bunu da başardım.20- 30 adet motoru çalışmalar esnasında bozdum. Nihayetinde sonuca ulaştım.1 litre benzinle motor katkısız 90 dakika çalışıyor. Atık malzemelerden elde ettiğim katkı maddesi eklediğim zaman 135 dakika çalışıyor.

 

Mazotta ise % 36 tasarruf sağladık.

 

Audi, Citroen araçta John Deere traktörde de kullandım.

 

Bu katkı maddesinin ana maddesi nedir? Nereden tedarik ediyorsunuz?

 

Bu katkı maddesinin ana maddesi atık yağlardır. Bütün motorların atık yağlarından elde ediyorum. Bu katkı maddesini % 10 – 12,5 oranında benzine ya da mazota katıyorum.

Hem bu yağların çevreyi kirletmesini önlemiş oluyoruz hem de ekonomik olarak tasarruf yapmış oluyoruz.

1,5 sene çalıştım. Çalışmam bitti. Ankara’dan buraya geliyorlar. Ben patent için uğraşıyorum.

 

Hocam çedene ile ilgili gündem oluşturacak çalışmalarınız oldu. Bizde bunları geçmiş günlerde yayınlamıştık. Fakat hak etmediğinizi düşünerek hakkınızda mahkeme başlatıldığını duyduk. Detayları öğrenebilir miyiz?

 

ABD ve yabancı güçler bize haşhaşı yasaklattığı gibi çedeneyi de yasaklattılar. Ama kendileri ekiyor. Çedene ekilen tarlada dönüm başı 3 bin dolarlık gelir salıyorlar. Çedene yağı, hayvan yemi üretiyorlar. En güzel kâğıt çedeneden yapılıyor, en güçlü gemi halatları bundan yapılıyor.

Biz çedeneden kurşungeçirmez yelek yapmak için çalışıyorduk, bunun dışında kurşungeçirmez beton çalışmamız vardı. Çimento kullanmadan çedeneden elde edilen elyaf ile bunu yapmayı başardık.

Ayrıca çedeneden 3 bine yakın kimyasal madde üretebilirdik.

Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirebilen kanser ilacı üretilebiliyor. Bu kadar faydası olan bir şeyi bize yasaklattırıp kendileri üretiyorlar.

 

ABD 660 milyar dolarlık yıllık kapasitesi olan kemoterapi ilacını satabilmek için bu tür oyunlara başvuruyor.

 

Esrar yapımında kullanılıyor o nedenle ektirmiyoruz deniliyor. Faydası 99 olan bir maddenin 1 zararını varsa bu öne çıkartılıyor. Bu önlemlerle engellenebilir. Eğitim ile engellenebilir. Alışkanlık olanları hastaneye götürebilirsin.

5 kişiden 1 kanser.

Bu sene çedeneyi ektiğinizde gelecek sene taban gübresi gerekmez. Yonca, fiğ gibi ürünler havadaki azotu toprağa verir. Bir tek çedene havadaki azotu toprağa verir.

 

Türkiye deki tarımı kalkındıracak tek bitki çedenedir.

 

 

Ne yapılmalı hocam?

 

Kesinlikle ülke menfaatleri açısından bu yasağın kaldırılması gerekir. Ben bu konularla ilgili çalışmalar yapıyordum. Bahçe kapımın önünde herkesin gözü önünde 3-5 saksıda çok az sayıda çedene yetiştirip deneyler yapıyordum. Benim bu çalışmalarımı yarıda koydurdular.13 Temmuz da evime baskın yaptılar.1 gün gözaltında yattım. Şimdi haftada bir imza atıyorum. Orada muhbirin sözüne inanıyorsunuz ama bilim adamının sözüne inanmıyorsunuz dedim. Bu zorluklara muhatap olan bilim adamlarımız dışarıya giderek çalışmalarını yapıyor. Beni Kanada, Çin, Güney Afrika, güney Amerika ülkeleri gel konuş diye beni davet ettiler.

Ben dışarı gitmeyeceğim ülkeme vatanıma hizmet edeceğim diyorum. Ama içimizdeki yabancıların maşası olan hücreler bizlere zorluk çıkartıyorlar bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Mahkememiz devam ediyor, yurt dışına çıkışımız yasak.

Bunu çalışmalarımda kullanmak için yetiştirdiğimi herkes biliyordu. Çiftliğime gelen jandarma dâhil kim geldiyse bunları görmüştü. Çünkü herkesin görebileceği bir yerde bunları üretiyordum.

Ne zamanki genleri değiştirilmiş buğdayın kısırlığa ve kansere yol açtığını söyledim,  Ne zaman ki çedenenin faydalarından bahsettim. İşte o zaman birilerinin işine gelmedi ve benden eksiklik aradılar. Tek bulabildikleri buydu.

Bu kadar çalışma yapmam rağmen her hangi bir siyasi beni arayıp destek olmadı.

Hastaneye gönderilip kan ve idrar tahlili yaptırılmam çok zoruma gitti. Bu bir bilim adamına hakarettir.

 

 Yeni çalışmalarınız var mı?

 

Organik tentürdiyot yaptım. Patenti için müracaat yaptım. Organik sinek öldürücü yaptım. Bu ürün sinekleri öldürüyor ve insana nefes açıcı olarak etki yapıyor.

Bu kadar sıkıntıya rağmen durmadan çalışıyorum Bilim adamlarının kafasında kurt vardır. Bu sen nasip olursa 4 tane patent alacağım. Geçen sene 3 tane müracaatını yaptım. Şimdi 2 tane daha dünya patentine müracaat ettim.

İnsanda şevk koymuyorlar. Vatana ihanet edenler birlikte hareket ediyorlar.

15 Temmuz milleti bir ve beraber etti. Bayrak ellerden düşmedi.

 

Hocam ülkenin içinde bulunduğu durum sizce nasıl?

 

2011 te Daily motion  ve izlemeyen kalmasın adlı kayseri TV de çıkan bir programım var. Bu konulardan bahsetmiştim.

 

Ülkemizde dünyanın 2000 yıl enerjisini sağlayacak uranyum yatakları var.

 

Ben bunların yerini 2005 ten itibaren tespit ettim. Ne yazık ki bu madenler yabancıları satılmış durumda. İçimizdeki hücreler bunu yaptırdılar. Bu yabancılara peşkeş çekilmiş oldu.

İsrail, ABD dediğimiz batılı güçler ülkemizdeki piyon güçlerini devreye alarak buraları satın aldılar. Ruhsatlarını aldılar. Ama korkuları vardı. Yarın Rusya ve Çin bizden önce Türkiye’yi işgal ederse bu ruhsatların anlamı olmayacak. O nedenle biz bir an önce Türkiye yi işgal etmeliyiz dediler. Bunun için 15 Temmuz kalkışmasını yaptırdılar.

PYD, DAEŞ hep ABD nin piyonları.

 

Hedef Suriye, Irak değil. Hedef Türkiye .

 

Bu kaynaklara ortak olmak isteyen Almanlar ise boş durmadı. Ermenileri kullanmak için sözde Ermeni soy kırımını tanıdılar. Onlarda ülkemizin kuzeyinden girmek istiyorlar.

Kuzeyde PKK yok . Olamazda. Halk onları barındırmaz. O saldırıları yapanlar Alman istihbaratıdır. Onlarda kuzeyden ülkemize girmek istiyorlar.

Biz sanıyoruz ki yabancılar Suriye’yi işgal ediyorlar. Hayır, onlar birleşti ve Türkiye’yi işgal etmeye başladılar.

 

 Sevr’in daha ilerisi bir durum yaşıyoruz. O zamanlar bu ülkeler bu madenleri bilmiyorlardı.

 

Doğalgaz ve kömürün vereceği enerji 1 ise uranyumun vereceği enerjisi 10 dur. Bu kaynakların % 80 bizde.30 yıl sonra petrol bitecek ama 2000  yıl dünyaya yetecek uranyum yatakları ülkemizde. Ülkemizde bor yatakları da var. Ama uranyumun yanında sözü edilemeyecek kadar küçük kalıyor. Bor 1 ise uranyum 1 milyon. Hedef uranyum, toryum, radyum.

 

Sayın Hocam çözüm ne?

 

Şu an verilen mücadele varlık mücadelesidir.

1 dünya savaşından daha kötü durumdayız. Birlik ve beraberliğin güçlendirilmesidir. Din öğretilmiyor. Din öğrettiklerini söyleyen bir sürü cemaat var. Ben 3 senedir talebelerime  Fatiha’nın mealini soruyorum. Bilmiyorlar. Geçen bir cemaatten yardım toplamak, buğday almak için yanıma gelmişlerdi.

Ne istiyorsunuz?

-Buğday

Ne için?

-Kuran Kursu için.

Nerden geliyorsunuz?

-Filan efendi cemaatinden.

Sordum: Suphanallah ne demek? Semiallahu limen hamideh ne demek? Rabbena lekel hamd ne demek?

Hiç birini bilemediler.

Dedim ki siz Kuranı öğretmemek üzere görevlisiniz.

Hülasa bize gerçek dinimiz öğretilmiyor.

Bundan dolayı da parçalanıyoruz. Bir an önce kendimize gelmemiz ve birlik beraberlik bağlarımızı kuvvetlendirmeliyiz.

 

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.