Doktor Bey – Refik Kutlu

Doktor Bey,
Söyle doktor söyle son durumu ne
Ali’m derdin “biliyor mu? Doktor bey
Göz dikmeyin iki yavrum birine
Bakın böyle “oluyor ‘mu? Doktor bey
Oğlum yatağında rahat otursun
Şükreylesin bol selavat getirsin
Deyin Azrail’e beni götürsün
Başucuna “geliyor ‘mu? Doktor bey
Yıkıldı şu dünyam bitmiyor acım
Sende dua eyle hemşire, bacım
Yetmiyor feleğe bir türlü gücüm
Canda cöher kalıyor’ mu? Doktor bey
Açın odasını ben göreceğim
Babayım başında ben duracağım
Azrail, e canı, ben vereceğim
Yoksa benden “yılıyor’ mu? Doktor bey
Kapı açık bakıp bizi gördü mü?
Haberdar mı annesini sordu mu?
Yoksa kuzum krizlere girdi mi?
Ağlıyor’ mu “gülüyor mu? Doktor bey
Feleğin ettiği gider zoruma
Neden göz dikiyor ilk göz ağrıma
Kalp delinmiş acı verir yavruma
Yüreğini ,“bölüyor ‘mu? Doktor bey
Kınamayın beni n’olur dostlarım
Ben bağrımı ateşlere yaslarım
Her gün ağlar üç beş mendil ıslarım
El gözyaşı “siliyor mu? Doktor Bey
Kara kışta kaldık getirsin yazı
Bulun çaresini üzmeyin bizi
Daha yirmisinde gülmedi yüzü
Yoksa kuzum ağlıyor mu “?Doktor bey
Arif küçük büyüğüm, tek Ali’ydi
Hanemizin kanadıydı koluydu
Bir bahçenin iki açan gülüydü
Yoksa biri “soluyor’ mu? Doktor bey
Sivas’tan gelmişim yorgun dizlerim
Beton soğuk koridorda yazlarım
Sizden doğru düzgün haber gözlerim
Ali’m nefes “alıyor mu? Doktor bey
Kul Refikim yoktur mekânım yurdum
Hastane önüne çadırı, kurdum
Mecalsiz kuzumu bağrıma sardım
Yoksa Ali’m “ölüyor’ mu? Doktor bey
Refik KUTLU-18.01.2021
(Kül. Bak. Halk. Şairi) Sivas.
(oğlum Ali KUTLU’NUN,
13 üncü ölüm yılı devriyesi
İZMİR Ve İlçeleri, Depremde
Deprem haberiyle yandı içimiz
Bütün ülkem ismin “anıyor” İZMİR
Ağlayarak geçer gündüz gecemiz
Bazen baykuş gelip “konuyor” İZMİR
Güç yetmiyor üzülürüz olana
Ne diyelim yaratandan gelene
Ağlıyoruz baka baka olana
yanakta gözyası donuyor ”İZMİR
Tedbir siz çok yanar bizim başımız
Baş yanıyor yıkılıyor kaşımız
Depremler oluyor tedbir işimiz
Adına da kader “deniyor” İZMİR
Dökülen çanaklar dolmuyorsa da
Darbe alan yüzler gülmüyorsa da
Elimizden bir şey gelmiyorsa da
Halkımız dualar” sunuyor “İZMİR
Bayraklı merkezi ülke sallandı
Yüreklerde yara azdı ellendi
Gözyaşımız derelerde sellendi
Bağrımız da yara kanıyor İZMİR
Aliağa Bayındır Balçova bizim
Bayraklı Bergama Beydağ, ı bizim
Çeşme’si Bornova Çiğli, si bizim
Tüm dünya sizi “anıyor “İZMİR
Konakta mest eder gezer güzeli
Kemalpaşa yeşil dökmez gazeli
Eğenin incisi yurdun özeli
Bütün dünya seni “tanıyor” İZMİR
Gaziemir, i Güzelbahçe, de bizim
Dikli Foça, da Buca, da bizim
Karabağlar Kınık, Tire, de bizim
Dalına Bülbüller “dünü, yor” İZMİR
Seferihisar Urla Torbalı başka
Menderes, de otur aynalı köşke
Kirazlı lezzeti düşürür aşka
Zehrine bal diye “banıyor “İZMİR
Menemen ödemiş Selçuklu hele
Narlı dere dağları kemerden kule
Kul Refik’i gördüm getirdim dile
Hayalin gözümde “dönüyor “İZMİR
Refik KUTLU//.02.11.2020
(Kül. Bak. Halk. Şairi)Sivas-
Ele, Muhtaç Edildim Ben
Yar bağına giremedim
Güle, muhtaç edildim ben
Yârin halin soramadım
Dile, muhtaç edildim ben
Tuz basıldı yaramıza
Beyaz dendi karamız, a
Dağlar girdi aramıza
Yola, muhtaç edildim ben
Her bir yana döndürdüler
Dostuz dedi kandırdılar
Ocağımı söndürdüler
Küle, muhtaç edildim ben
Sevip bulmadım Mürvet
Herkes benden alısın ibret
Boşa gitti onca servet
Pula, muhtaç edildim ben
Baş gövdemi çekmez oldu
Dost yüzüme bakmaz oldu
Elim kolum kalkmaz oldu
Dala, muhtaç edildim ben
Ağyar hep karşıma çıktı
Acımadan kurşun sıktı
Yanımda bir dostum yoktu
Ele, muhtaç edildim ben
Şeklen mutlu görün dürdü
El âleme yer indirdi
Viranede süründürdü
Çula, muhtaç edildim ben
Kalbim atmaz eylem yoktur
Dilim suskun söylem yoktur
Mecnun muyum ley lam yoktur
Çöle muhtaç edildim ben
Çoban oğlu Refik’iyim
Kime dertlerimi deyim
“Deli, miyim” “ölümüyüm”
Sala, muhtaç edildim ben
Refik KUTLU//.21.10.2020
(Kül. Bak. Halk. Şairi)Sivas-
Sultan Şehir
Söyle dinleyelim sultan şehirden,
Gül-i zarındaki gülden ne haber?
Anlat Kızıldağ’dan çıkan nehirden,
Çağıl çağıl akan selden ne haber?
Uğradın mı varıp Kars Kapısı’na?
Baktın mı Kalenin hoş yapısına?
Çıktın mı Tecer’in hiç tepesine?
Deli deli esen yelden ne haber?
Kepenek suyundan içebildin mi?
Çifte Minâreyi seçebildin mi?
Gelin Köprüsünü geçebildin mi?
Gardaşlara çıkan yoldan ne haber?
Çok olsa da ayazımız-kışımız,
Türlü folkloruyla diktir başımız.
Kültürüyle dolu yanık döşümüz,
Bağlamadan, neyden telden ne haber?
Diğer şehirlerden edilir farkı
meydanda mest eder cıbırlar parkı
Aşığının dilinde türkü ve şarkı
Hani gardaş diyen dilden ne haber?
Ahşap konakların mum ışığıyla,
Yemekler yenirdi çam kaşığıyla,
Türkü yakılırdı hak âşığıyla,
Eski neşe var mı hâlden ne haber?
Yılkı koyulurdu yeşil otlara,
Fayton koşulurdu Arap atlara,
Hizmet edilirdi büyük zatlara,
Türkmen atından, naldan ne haber?
Güzeller gezerdi ipek tül ile
Kutnu giyerlerdi yeşil al ile
kul Refik sorayım aciz dil ile
İnce belde duran şaldan ne haber?
Refik Kutlu
Tuncay Altun Abimiz Başkanımız Eğri köprü dergisinde yine her zamanki gibi Sivas Aşak ve şairlere yer vermektedir. bu sayısında da ben denize yine yer vermiş kendisine emeklerinden ve Sivas kültürümüze hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum