ALEVİLER NEDEN TAVŞAN YEMEZLER?
Her inancın kendine özgü, kuralları, yasakları, haramları, helalleri ve akideleri vardır. Alevilerin tavşan eti yememeleri de mensup oldukları İslam Dini’nin emirlerine itaatlerindendir. Kur’an-ı Kerim’de, hadislerde ve İslam alimlerinin görüşlerinde tavşan yemenin haram olduğuna dair kanıtlar ve deliler mevcuttur.
İslamiyet, Emevilerin, Abbasilerin bağnaz ve inkârcı tutumlarından dolayı başkalaştırılmış, değiştirilmiş, aynı dine mensup insanlar arasında farklı düşünceler meydana gelmiştir. Egemen güçler Kur’an-ı Kerim’e, Ehli Beyt’e inanmayıp rivayetlere dayanarak bir inanç biçimi türetmişlerdir. Bu yanlış gidişatlarını, inançlarını meşrulaştırmak için mezhepler icat ettiler. Bu mezheplerin birinin dediği, diğerini yalanlamaktadır. İslamiyet’te bidatlar, taasuplar alabildiğine gerçekmiş gibi algılanır olmuştur.
Alevilerin neden tavşan eti yemediğini Kur’an-ı Kerim ayetleri ile, Ehli Beyt Fıkhı ve Ehli Sünnet’in dayanakları ile açıklayacağım. Bu mevzu hakkında yanlış ve yalanlar, iftiralar, ötekileştirmeler ilmin, irfanın ve İslamiyet’in nuruyla aydınlanacaktır.
En’am Suresi 144,145,146,147,148.. Ayetler de haram kılınan mevzular anlatılmaktadır. “Allah Teala, size ancak, ölmüş hayvan etini (leşi), kanı, domuz etini, Allah Teala’dan gayrisi adına kesileni haram kıldı. Kim bunlardan yemeye muztar kalırsa, helal saymayarak ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yiyebilir. Allahü Azimü’ş -şan, şüphe yok ki Gafur’dur, Rahim’di.” ( Nahl Süresi 16/115. Ayet)
“ Aklınıza esen yalanı uydurup “ Şu helaldir ve şu haramdır” demeyin… Çünkü Allah’a iftira etmiş olursunuz! Muhakkak ki, Allah üzerine yalan uyduranlar felah bulmazlar.” ( Nahl Süresi 16/116. Ayet )
“ Size ne oluyor ki, boğazlanırken Allah’ın adı anılanlardan yemiyorsunuz. Halbuki Rabbiniz Celle Şanüh, çaresiz ve muhtaç olduklarınız müstesna, size yenilmesi haram olan şeyleri ayrı, ayrı bildirilmişti. … Çok kimse bir bilgi ve delile dayanmaksızın, asılsız görüşleriyle, heva ve heveslerine kapılarak sapıtıyorlar. Halkı dalalete düşürüyorlar. Şüphe yok ki, Rabbin Celle Şanüh, haddi aşanları iyi bilir.” ( En’am Süresi 6/119. Ayet )
“ Vakta ki onlar kibirlenip yasaklandıkları şeylerden hadlerini aştılar, ısrar ettiler, Biz de onlara “ hakir ve zelil maymunlar olun” dedik” ( A’raf Süresi 7/165. Ayeti )
“ De ki: “Ey Kitap Ehli! Allah indinde sabit olan ceza bakımından bundan fenasını size haber veriyim mi?” Allah Teâlâ’nın kendilerine lanet ve gazap ettiği içlerinden bir kısmını maymun ve domuz şekline soktuğu kişiler ve Tağut’a tapanlardır, ki işte bunlar yerleri daha fena ve doğru yoldan ziyade sapmış olan kimselerdir.” ( Maide Süresi 5/60. Ayet )
Bakara Süresi 2/65. Ayette, “Cumartesi yasağını delen Yahudilerin maymuna dönüştürüldüğü yazılıdır. Bu ibretliktik temasühtür yani korkunç ve çirkin şekle koyma cezasıdır.”
Alevilerin Bektaşilerin tavşan yemediği, haram olduğu, pirlerin, dedelerin Ehli-Beyt fıkhından öğrettikleri bilgiler sayesinde telkin ettikleri ve Alevilerin de bu yasağa uydukları bilgimiz dâhilindedir. Kur’an-ı Kerim’den açıkladığımız ayetler ve imamların naklettikleri hadisler bunun en açık delilledir.
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) tavşan yemeyi reddettiği için Aleviler tavşan yemezler. Birkaç delil ile bunu ispatlamamız gerekir.
Hz. İmam Ali ‘den ( 598-66 ) nakledilmiştir. “ Resulullah’ tan (s.a.v.) mesh edilmişlerin ne olduğunu sorduğumda, şöyle buyurdu: “Bunların sayısı on üçtür ve şunlardan ibarettir, Domuz, maymun, fil, ayı, yılan balığı, kertenkele, yarasa, lavra, akrep, örümcek, tavşan, karga ve fare” ( Vesail-üş Şia, C16, s.317 )
Muhammed bin İshak, Selman el Farisi den rivayet etmiştir. “ Mesh olmuş hayvanların sayısını 24 tür; Fil, tavşan, ayı, akrep, lavra, örümcek, kaplumbağa, dıbb (bir çeşit sürüngen), böcek, yengeç, tilki, eşek arısı, domuz, maymun, köpek, dişi yaban sığırı, sehil , karga, saksağan, kartal, papağan, kurbağa, fare, yılan.”
İmam Ali Rıza ( 770-818 ): “ Tavşanın haram kılınış sebebi şudur ki, onlar da kediler gibidir. Aynı kediler ve vahşi hayvanlar gibi pençeleri vardır. Bu yüzden onlar gibi sayılmıştır kendisi de pistir. Ayrıca kadınlargibi hayız olmaktadır. Çünkü o mesh olanlardandır.” ( Vesail –üş şia , c.6, s. 247 )
İmam Cafer-i Sadık (699-765 ): “ Allah ve Resulü, mesh olmuş bütün hayvanları haram kılmıştır ” ( El- Kafi , c.6, s.247 )
İmam Cafer-i Sadık, dağılmış bulunan İslam inancını toparlamak, halkın bölünmesini önlemek, Ehli-Beyt yolunu korumak ve savunma için uğraşmıştır. Hanefi Mezhebi’nin kurucusu Numan bin Sabit, İmam Cafer Sadık için şöyle demiştir; “ İslam hukukunda Cafer Sadık’tan daha ileride kimse görmedim.” İmam Cafer Sadık Medine’de, Mescid-i Nebi’de tefsir, hadis, fıkıh, mantık ve felsefe dersleri vermiş binlerce öğrenci yetiştirmiştir.
Mesh: Biçimini değiştirilip çok çirkin şekle sokulma.., İnsanın Allah tarafından hayvan şekline dönüştürülmesidir. İslam öncesi bazı insanların veya ümmetlerin işledikleri günahlardan ötürü Allah tarafından bir ceza olarak bahsi geçen bazı hayvanların şekline dönüştürülmesidir. Peygamberimizin ( Sav ) hürmetine, Ümmeti Muhammed’den kaldırılmıştır. Fakat emelleri kötü olanların kalpleri amelleri nispetince en kötü surete çevrilir. Mesh’e dönüştürülen hayvanların isimleri açıkladığımız gibidir.
Halid İbni Huveyris anlatıyor: “ Bir adam bir tavşan avlar ve Abdullah bin Ömer’e geli. Ne dersiniz tavşanın eti yenir mi? , diye sorar. Abdullah: “ Resulullah‘a da tavşan getirilmiştir. Bende o esnada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi nede onun yenmesini yasakladı. Tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu.” Dedi.” ( Ebu Davud , Et’ime)
Halid İbnu’l Velid anlatıyor : “Resulullah, at ve eşek etini yemeyi yasakladı.” ( Ebu Davud, Et’ime / Nesai , Sayd)
Tavşan denen mahlûk türlü hayvanlara benzer. Fizyolojik ve biyolojik yapısıyla garip bir canlıdır. Tavşan bir birinden ayrı öyle hayvanlara benzer ki, benzediği hayvanların hiç birinin eti yenmez.
Tavşanın kulakları eşek kulakları gibidir. Eşek eti kimsenin iltifat etmediği bir şeydir. Kafası kediye benzer. Arka ayakları, köpek ayaklarına, ön ayakları kedi ayaklarına benzerlik vardır. Köpek ve kedi yenmeyecek kadar pis ve lezzetsizdir. Tavşan burnu ile, fare burnu arasında son derece bir benzerlik vardır. Fare, etinin yenmesi ihtimali dahi insanın midesini bulandırır. Kuyruğu domuz kuyruğuna benzer. İslam inancına domuz eti haramdır. Sağlık açısından da zararlıdır. Tavşanlar kadın gibi hayız olmaktadır. İnsanın eti de yenmez.
Bu benzetilen hayvanların hiç birisinin eti de yenmez. İslam Dini’nin murdar ettiği, yenilmeyen hayvanların benzerliği tavşanda mevcuttur. Birleşme, doğurma tarzında tuhaflık , acayiplik vardır. Etinin tamamı kandır, pıhtılaşmış kanı ne kadar yıkasanız kan dır. Kan ise ne yenilir ne içilir. Kur’an-ı Kerim Ayeti’nde haram kılınmıştır. Ayrıca tavşan kedi ile çiftleşmektedir. Tek tırnaklı bir hayvandır kıl yerine tüy vardır. Tavşan etinin fena bir kokusu vardır. Biz Alevilerin midesi kabul etmediği ve içimiz almadığı için bu mundar hayvanı yemeyiz.
Ayet ve hadisler ile açıkladığımız, İslam âlimlerinde haram olduğuna dair vermiş olduğu fetvalardan da anlaşılacağı gibi tavşan eti yenmez ve yenmesi haramdır. Müslümanların önüne gelen her hayvanı yemeleri kabul edilemez. Allah’ın bize gönderdiği kaide ve kuralara uymakla yükümlüğüz. Aleviler, Kızılbaşlar, Bektaşiler İslamiyet’i Ehli-Beyt’den ve kaynağından öğrendikleri için inançlarından dolayı tavşan eti yemezler.
Memleketimizde bilgisizliğin cehaletin bağnazlığın, hurafelerin rağbet gördüğü bir ortamda gerçeklerin ve hakikatin yeri ve önemi, değeri bilinmemektedir. Tavşan yemedikleri için Alevilerle alay edenler, İslamiyet’in ilim, irfanından nasibini almamış kişilerdir. Alevilerin tavşan yemedikleri, namaz kılmadıkları, camiye gitmedikleri ve birçok nedenlerle ötekileştirmeleri dini ve milli, birlik beraberliğimize zararı dokunmaktadır. İlmi yönden konuya açıklılık getirmek din adamlarının görevidir.
Alevilerin tavşan yemedikleri için alay edenler, dönüp bir kez inançlarını sorgulamalıdırlar. Düşünülmesi açısında birkaç örnek verelim.
Tilki Şafilerde helal, Hanefilerde haramdır.
Kirpi, kertenkele Şafi ve Malikiler de yenir, Hanefi ve Hanbelîlerde yenmez.
Martı eti, Hanefi ve Hanbelîlerde haram, Şafi ve Malikiler de helaldir.
At eti, Hanefi Mezhebinde mekruh, Şafi ve Hanbelî Mezhebinde helal, Maliki Mezhebinde haramdır.
Görüldüğü gibi ciddi anlamda dört mezhep arasında çelişkiler mevcuttur. Birinde helal olan diğerinde haramdır. Bu durum böyleyken Alevilerin tavşan yemediği için dışlanmaları aklı salim bir durum değildir.
İnsan bilmediğine düşmandır. Aleviler için alay konusu yapılan gereksiz dedikodular, iftiralar cahil, dini bilgisi zayıf olanlar tarafından uydurulur. Güya, “ Tavşan Hz. Ali’nin atını ürküttüğü için yemezlermiş!”, “Tavşan Hz. Ali’nin kedisi imiş! ”, “ Bir Alevinin tarlasından tavşan geçerse yedi yıl o tarlayı ekmezlermiş ..!” Aslı astarı olmayan, boş önemsiz ve manasız sözlerdir.
Müslümanlık kimsenin tekelinde değildir. Alevi, Bektaşilerde İslamiyet’e mensup, mümin, inanmış ehli kâmillerdir. İslam ümmetleri her zamankinden ziyade, birlik beraberlik içerisinde, sevginin, saygının, erdemin huzur ve mutluluğun olduğu, Tevhidin merkezi, Ehli Beyt inancıyla bütünleşmelidir….
MUHAMMED MUSTAFA TAVŞAN YEMEDİ
Benden söylemesi ehli İslam’a
Muhammed Mustafa tavşan yemedi
Emri maruf, nehyi münküre
Ali’yel Murtaza tavşan yemedi
Her bir azasında benzer birine
Niye yerinirsin kana irine
Helaldir demeyin, körü körüne
Horasan Pirleri tavşan yemedi
Benzer kedi, köpek, eşek, kadına
Lanet olsun lezzetine tadına
Mundar tavşan derler onun adına
Hünkâr Hacı Bektaş tavşan yemedi
Kadılar, müftüler helal dediler,
Münafık oldu da mundar yediler
Haram kılındı,tavşan ile kediler
On iki İmamlar tavşan yemedi
Erenler deminde ettik kelamı
KUL TAHİR’in muhiplerle selamı
Zahit ne bilirsin helal haramı
Rum erenleri de, tavşan yemedi
Kur’an-ı Kerim’de helal demedi .
Ali Babazade Tekkenişin KUL TAHİR DEDE
SİVAS